Norveç black metal müziği

1990'ların başında ortaya çıkan Norveç black metal camiasının, modern black metal müzik türünü oluşturmada ve extreme metal alanında nüfuz sahibi sanatçıları ortaya çıkarmakta büyük etkisinin olduğuna inanılır. Norveç'te bu camia, iki cinayetten ve bir dizi kilise kundaklama olayından sorumlu olduğu ortaya çıkınca, medyanın büyük ilgisini çekmişti.

Camianın bir idealojisi ve dünya görüşü vardı. Çekirdek üyeleri bu camiaya "The Black Circle" ismini vermişlerdi ve dışarıdan bakılınca bir tarikatı andırıyordu. Camianın çoğunluğunu, Oslo'da (Norveççe cehennem anlamına gelen) Helvete isimli plakçı dükkânında toplanan genç erkekler oluşturuyordu. Bu gençler röportajlarda Hristiyanlık karşıtı radikal görüşlerini dile getiriyor, kendilerini satanist olarak tanımlayarak, terörü, nefreti ve kötülüğü yaymak istediklerini ifade ediyorlardı. Takma isimler kullanıyor, fotoğraflarda ceset makyajlarıyla ve Orta Çağ silahlarıyla poz veriyorlardı. Camia herkese açık değildi. Sadece kendini adayanları ve katılması doğru olduğu düşünülenleri bünyesinde toplayarak kendi sınırlarını çiziyordu. Müzikal entegrasyon çok önemliydi. Sanatçılar black metal'in bozulmadan, popülerlikten uzak, ticarileşmemiş, underground bir tür olarak kalmasını istiyordu.

Ağustos 1993'te üyelerden bazıları tutuklandı. Mayıs 1994'te kundaklama, cinayet, saldırı ve patlayıcı bulundurma gibi çeşitli suçlardan hüküm giydiler. Çoğunluğu yaptıklarından ötürü pişmanlık göstermedi.

Müzikal yenilikler

1980'lerde black metal camiası birkaç heavy metal grubunun satanist şarkı sözleri paylaşmasından ibaretti. İlk dalga gruplar satanizmi sadece şok edici özelliğinden ötürü kullanıyordu. 1990-1992 aralığında ise birkaç Norveçli sanatçı bu gruplardan çok etkilendi ve yeni bir tür black metal icra etmeye başladı. 1980'lerdeki atalarından esinlenen Norveçli gruplar, daha sonraları heavy metal müziğinde ayrı bir alt tür olarak yer alacak olan kendi tarzlarını oluşturdular. İlginin ve popüleritesinin artmasıyla "ikinci nesil black metal" olarak anılan devir başlamış oldu. Bu yeni tarzda Stigma Diabolicum/Thorns gruplarının gitaristi Snorre 'Blackthorn' Ruch'un, Mayhem'den Øystein 'Euronymous' Aarseth'in kullandıkları gitar tekniklerinin etkisi olmuştu. Power chord'lardaki gibi 2-3 tele basmak yerine tüm telleri kullanıyorlardı. Darkthrone grubundan Gylve 'Fenriz' Nagell, birkaç röportajında bunlardan bahsetmiş ve bu tür riff'lerin 90'larda birçok grup için ilham kaynağı olduğunu belirtmiştir.

Black metal grupları, dönemin diğer metal gruplarının aralarından sıyrılmak için karanlık temalı müziklerini, ceset benzeri makyajlarla tamamlıyorlardı.

Dead'in intiharı

Tarihler 8 Nisan 1991'i gösterdiğinde Mayhem grubunun vokalisti -Kendisine Dead (ölü) takma adını veren- Per Yngve Ohlin, diğer grup elemanlarıyla paylaştığı bir evde yalnız olduğu bir sırada av tüfeği ile intihar etti. Diğer müzisyen arkadaşları Dead'i garip, içine kapanık ve depresif bir kişilik olarak tanımlıyordu. Konserlerinde cesede benzemek için uğraşıyor, şarkı söylerken kesici aletlerle kendisine zarar veriyordu.

Dead'in cesedi grubun gitaristi Euronymous tarafından bulunmuştu. Bileklerinde ve boğazında kesikler, alnında da av tüfeğinin yol açtığı hasar vardı. Euronymous polisi aramadan önce bir fotoğraf makinesi alıp gelmiş, bazı eşyaların yerini düzenledikten sonra cesedin fotoğraflarını çekmişti. Bu fotoğraflardan biri daha sonra grubun, bootleg (el altından satılan), canlı konser kayıtlarından oluşan "Dawn of the Black Hearts" isimli albümünün kapağı olarak kullanıldı.

Euronymous, Dead'in intiharını Mayhem'in şeytani imajını güçlendirmek için kullanıyordu. Dead'i kendisinin öldürdüğünü iddia ediyor ve bunu black metal'in artık ticarileşmeye başladığı için yaptığını söylüyordu. Ayrıca Dead'in kafatasını kemiklerinden kolye yaptığı ve bunları, hakettiğine kanaat getirdiği müzisyenlere verdiği söyleniyordu.

Mayhem'in basçısı Jørn 'Necrobutcher' Stubberud, Dead'in intiharından sonra insanların black metal camiasıyla ilgili farkındalığının arttığını belirtmişti.

Daha sonraları camianın diğer iki üyesi daha intihar edecekti: Erik 'Grim' Brødreskift (1999) ve Espen 'Storm' Andersen (2001).

Helvete

Mayhem'in gitaristi Euronymous, Norveç black metal camiasının oluşumunda merkez figür gibiydi. Neredeyse tek başına kurduğu söylenebilirdi. 1991 Mayıs-Haziran gibi Helvete ismini verdiği bir plakçı dükkânı açmıştı. Dükkân Oslo'da Schweigaards gate 56 numaradaydı. Black metal müzisyenleri sık sık bu dükkânda ya da dükkânın bodrumunda buluşurlardı. Mayhem ve Emperor grubunun üyeleri, Burzum'un Varg Vikernes'i, Thorns'un Snorre Ruch'u bu mekanda takılıyordu. Euronymous ayrıca Helvete merkezli Deathlike Silence Productions isimli bağımsız bir plak şirketi kurmuştu. Dükkânın duvarları siyaha boyalıydı, ayrıca Orta Çağ silahları ve grupların posterleriyle bezenmişti.

Euronymous, polisin ve medyanın ilgisini çekmeye başlayan dükkânını 1993'ün başında kapatacaktı. Slayer fanzininin yazarı Jon 'Metalion' Kristiansen'e göre Helvete'in açılması Norveç black metal camiasını oluşturan şeydi. Daniel Ekeroth, 2008'de şöyle yazmıştı;

Helvete açıldıktan birkaç ay sonra birçok genç müzisyen, Euronymous'un fikirleriyle kafayı bozmuştu. Kısa zaman içinde Norveçli bazı death metal grupları tarzlarını değiştirip black metal'e dönmüştü. Amputation grubu Immortal olarak, Thou Shalt Suffer grubu Emperor olarak adını değiştirir. Darkthrone ise İsveç kökenli death metal tarzını black metal ile değiştirir. Kötü şöhreti herkesçe bilinen, Old Funeral'ın gitaristi Varg Vikernes ise gruptan ayrılıp Burzum isimli kendi oluşumunu yaratır.

Helvete'de toplanan kalabalık "Black Circle" veya "Black Metal Inner Circle" olarak anılıyordu. Emperor'ın davulcusu Faust'a göre bu ismi bulan ise hiç kuşkusuz Euronymous idi. Medyada bu grubun organize, tarikat benzeri bir oluşum olduğu söyleniyordu. Varg Vikernes bir röportajında ise Black Circle'ın Euronymous tarafından uydurulduğunu, insanların böyle bir tarikatın varlığına inanmasını istediğini belirtmişti.

Helvete kapandıktan sonra Neseblod Records adıyla, aynı lokasyonda ama dükkân alanı küçültülerek başka bir işletmeci tarafından tekrar açıldı. El yapımı figürlerin birçoğu halen muhafaza edilmekte ve black metal müzesi olarak tanımlamakta.

İdeoloji

Norveç black metal camiası Hristiyanlığa tamamen karşı bir duruş sergiliyordu. Euronymous ve diğer üyeler kendilerini anti-hümanist ve şeytanın müridi olarak tanımlıyor, kötülüğü, nefreti ve kederi yaymak istediklerini belirtiyordu. Ayrıca Şeytan Kilisesi'ni fazla hümanist olmakta suçlayıp sataşıyorlardı. Euronymous ideolojinin arkasındaki anahtar figürdü. Totalitarizm yanlısı olduğu, barışa, merhamete, huzura ve eğlenceye karşı olduğu iddia ediliyordu. Basına neden böyle açıklamalarda bulunduğu sorulunca Emperor grubundan Ihsahn şöyle demişti: "Sanırım insanlar arasında korku yaratmaya çalışıyor". Kötülüğü desteklediklerini iddia etmelerinin sebebinin insanları kıştırtmak olduğunu söylüyordu Vikernes. Euronymous'un öldürülmesinden sonra cinayet soruşturmasını yürüten polis şefi Leif A. Lier, bu adamların hayatlarında hiç gerçek bir satanistle tanışmamış olduğunu belirtiyordu.

Euronymous, black metal'in teistik satanist olan ve satanizm kökenli sözler yazan her heavy metal grubu için geçerli olduğunu söylemişti. O dönemde Norveç Black Metali'ne benzer tarzı olan ama satanist şarkı sözleri yazmayan gruplar kendi müziklerini başka terimlerle ifade ediyorlardı.

Kilise kundaklamaları ve girişimler

1992'de camia, kilise kundaklama dalgası başlatır. 1996'ya gelindiğinde Norveç'te en az 50 kilise saldırısı gerçekleşmişti. Neredeyse tüm vakalar aydınlatılmıştı ve sorumlusu black metal'ciler çıkmıştı. Kiliselerin bazıları yüzlerce yıllık tarihe sahipti ve kentin simgesi sayılıyordu. Haziran 1992'de saldırılardan ilk nasibini alan Fantoft ahşap kilisesi idi. Polis, sorumlunun Varg Vikernes olduğuna inanıyordu. Varg'ın tek kişilik grubu Burzum'un Aske (Küller) isimli EP'sinin kapağında küle dönmüş kilisenin fotoğrafı vardı. 16 Mayıs 1994'te, Varg Vikernes, Mayhem gitaristi Øystein 'Euronymous' Aarseth'i öldürmekten, Holmenkollen şapelini, Skjold ve Åsane kiliselerini yakmaktan, dördüncü bir kiliseyi daha kundaklama girişiminden, hırsızlıktan ve 150 kg patlayıcı bulundurmaktan suçlu bulundu.

İddialara göre, Vikernes ve Euronymous, Mayhem'in De Mysteriis Dom Sathanas albümünün piyasaya çıkış zamanına denk gelecek şekilde Nidaros Katedrali'ni bombalamayı da planlıyorlardı. Sonraki yıllarda Vikernes bu iddiaları şu sözlerle yalanlamıştı: "Patlayıcıları ve mühimmatı bir saldırı olması durumunda Norveç'i korumak için toplamıştım. Soğuk savaş yıllarında ABD ve Sovyetler Birliği bize saldırmaya karar verebilirdi". Ayrıca Samoth, Faust ve Jørn Inge Tunsberg gibi müzisyenler kilise kundaklamaktan suçlu bulunmuşlardı. Herhangi bir pişmanlık göstermediler ve eylemlerini Hristiyanlığa karşı sembolik bir misilleme olarak nitelendirdiler. Mayhem'in davulcusu Hellhammer, Norveç kültürüne fazla yabancı oldukları gerekçesiyle, camilere ve Hindu tapınaklarına saldırıda bulunma çağrısı yaptığını ifade etmişti. Kilise yakma konusunda, black metal topluluğunda, bugün bile fikir ayrılıkları bulunmakta. Infernus ve Gaahl gibi isimler bu eylemlere övgüler düzerken Necrobutcher and Kjetil Manheim ise bunların bir faydasının olmadığını, kundakçıların sadece camiada kabul görmeye çalışan insanlar olduğunu belirtiyor.

Kilise kundaklama vakalarının bir kısmı aşağıdaki gibidir.

1992

  • 23 Mayıs: Bergen'deki Storetveit Kilisesi yakma girişimi.
  • 6 Haziran: Bergen'deki Fantoft Ahşap Kilisesi'nin yakılması. Vakada Varg Vikernes baş şüpheliydi ancak suçu kanıtlanamadı.
  • 1 Ağustos: Stavanger'deki Revheim Kilisesi'nin yakılması.
  • 21 Ağustos: Oslo'daki Holmenkollen Şapeli'nin yakılması. Varg Vikernes ve Faust suçlu bulundu.
  • 1 Eylül: Oslo'daki Ormøya Kilisesi'nin yakılması.
  • 13 Eylül: Vindafjord'daki Skjold Kilisesi'nin yakılması. Varg Vikernes ve Samoth suçlu bulundu.
  • 3 Ekim: Oslo'daki Hauketo Kilisesi'nin yakılması.
  • 24 Aralık: Bergen'deki Åsane Kilisesi'nin yakılması. Varg Vikernes ve Jørn Inge Tunsberg suçlu bulundu.
  • 25 Aralık: Sarpsborg'da bir Metodist kilisesinin yakılması. Alevleri söndürmeye çalışan bir itfaiyeci bu olayda yaşamını yitirmiştir.

1993

1994

  • 13 Mart: Sund'da bir kilisenin yakılması.
  • 27 Mart: Snertingdal'da Seegård Kilisesi'nin yakılması.
  • 16 Mayıs: Buskerud'da Gol Kilisesi yakma girişimi.
  • 17 Mayıs: Buskerud'da Åmodt Şapeli yakma girişimi.
  • 4 Haziran: Drøbak'ta Frogn Kilisesi'nin yakılması.
  • 19 Haziran: Gjerdrum'da Heni Kilisesi yakma girişimi.
  • 7 Temmuz: Jeløy'de bir kilisenin yakılması.
  • 21 Temmuz: Odda Kilisesi yakma girişimi.
  • 13 Ağustos: Loop Şapeli yakma girişimi.
  • 10 Aralık: Åkra Kilisesi yakma girişimi.
  • 22 Aralık: Askim Kilisesi yakma girişimi.
  • 26 Aralık: Klemestrud Kilisesi yakma girişimi.

1995

  • 13 Mayıs: Telemark'ta Lord Kilisesi'nin yakılması.
  • 25 Mayıs: Vestby'de Såner Kilisesi'nin yakılması.
  • 14 Haziran: Sandefjord'da Moe Kilisesi'nin yakılması.
  • 21 Temmuz: Eidanger'de bir kiliseyi yakma girişimi.
  • 3 Eylül: Oddernes'te Vågsbygd Kilisesi yakma girişimi.
  • 3 Kasım: Rennebu'da Innset Kilisesi'nin yakılması.

Magne Andreassen cinayeti

21 Ağustos 1992 tarihinde sahne adı Faust olan davulcu Bård Eithun, Magne Andreassen isimli gay bir erkeği Norveç, Lillehammer'da öldürdü. Faust'un ifadesine göre; gece eve yürürken adamın biri onunla birlikte olimpik parka doğru yürümeyi teklif etmişti. Ormanlık alana geldiklerinde, kurbanı 37 yerinden bıçaklamış ve defalarca yerde yatan bedenini tekmelemişti.

Cinayetten sonra Faust pişman olmadığını belirtti. 90'ların sonunda ise cinayetle ilgili şöyle konuşmuştu: "Dışarıda biraz sakinleşmeye çalışıyordum. Neden böyle olduğunu ifade etmek kolay değil. Olacağı varmış. O'nun yerinde başka bir adam da olabilirdi. Bu çok da önemli değil". Emperor grubundan arkadaşı Ihsahn, Faust'un uzun zamandır seri katillerden etkilendiğini söyledi ve birini öldürmenin nasıl bir şey olduğunu öğrenmek istemiş olabilir diye ekledi. Medya ise cinayeti black metal'e, satanizme ve faşizme bağlamıştı. Faust, 2008'de verdiği bir röportajda hiçbir zaman satanist ya da faşist olmadığını, nefreti ve olumsuzluğu geçmişte bıraktığını, bu duyguların insanı içten içe tükettiğini anlattı.

Polis yaklaşık 1 yıl boyunca olayı aydınlatamadı. Ancak Faust, Euronymous, Vikernes ve birkaç tanıdığına yaptığını anlatmıştı. Cinayetin ertesi gün Oslo'ya dönmüştü ve iddialara göre Vikernes ve Euronymous ile Holmenkollen Şapeli'ni kundaklamıştı. Ağustos 1993'te Euronymous'un öldürülmesinden sonra Faust tutuklandı ve cinayeti itiraf etti. Görülen davada 14 yıl hapse mahkûm olduktan sonra 2003 yılında tahliye edildi.

Bergens Tidende'deki yazı

Norveç'in en büyük gazetelerinden biri olan Bergens Tidende'de Ocak 1993'te yayımlanan bir köşe yazısı, black metal'i bir anda halkın ilgi odağı haline getirdi. Vikernes ile röportaj yapan iki arkadaşı bu yazıyı gazeteye gönderdi. Röportajda Vikernes'in ismi Count Grishnackh olarak gizlenmişti. Takma ad kullanan bu kişi birçok kiliseyi yaktığından ve Lillehammer'da bir adamı öldürdüğünden bahsediyordu. Gazetenin muhabirlerinden biri bu kişiyle bir görüşme ayarladı. Böylece gazeteciler bir apartman dairesine davet edildi ve iddiaya göre eğer polisi ararsalar vurulabilecekleri konusunda uyarıldılar. Orada Vikernes ve arkadaşları kiliseleri kendilerinin yaktıklarını ve saldırıların devam edeceğini söylediler. Hatta şeytana taptıklarını, amaçlarının korku ve kötülük yaymak olduğunu iddia ettiler.

Basına yansımamış kundaklama olaylarından da bahsetmişlerdi. Bu yazı 20 Ocak'ta ön sayfada "Kiliseleri Biz Yaktık" manşetiyle yayımlandı. Vikernes'in bir fotoğrafı da yüzü gizlenmiş olarak kullanıldı. Ancak yazı henüz yayımlanmadan Vikernes tutuklanmıştı bile. Gazetecinin onu ihbar ettiğini düşünse de polis Vikernes'i daha önce dağıttığı bir Burzum el ilanından yola çıkarak evinde yakalamıştı.

Vikernes'e göre röportaj Euronymous ve kendinin fikriydi. Amaçları korku salmak, black metal'in tanınmasını sağlamak ve Helvete'e daha fazla müşteri çekmekti. Anlatırken bayağı abarttığını, gazeteci gittikten sonra çok güldüklerini söylüyordu. Tutuklandıktan sonra ise gazetecinin röportajı saptırararak delice şeyler yazdığını iddia etti. Diğer bazı grup üyeleri de yakalandı ve sorguya çekildi ancak kanıt yetersizliğinden serbest bırakıldılar.

Bu sırada Euronymous, polisin ve medyanın aşırı ilgisini çektiği için Helvete'i kapatmaya karar vermişti. Vikernes ise medyanın ilgisini avantaja çevirmek yerine dükkânı kapattığı için Euronymous'a öfkelenmişti. "Tüm çabalarım boşa gitti. Röportaj yüzünden de 6 haftayı gözaltında geçirdim" diyerek kızgınlığını belirtiyordu. Şubat 1993 yılında Rock Furore isimli Norveç dergisine verdiği röportajda, nezarethanenin hiç de kötü olmadığından, hatta fazla güzel olduğundan bahsediyordu. "Polise beni gerçek bir zindana atmasını söyledim ve bana şiddet uygulaması için teşvik ettim." diye ekliyor. Vikernes, Mart ayında delil yetersizliğinden serbest bırakıldı.

Euronymous'ın öldürülmesi

1993 başlarında Euronymous ve Vikernes arasında bir sürtüşme başlamıştı. 10 Ağustos 1993 gecesinde Vikernes ve Snorre 'Blackthorn' Ruch, Bergen'den Euronymous'un Oslo'daki evine doğru gittiler. Oraya vardıklarında bir arbede çıktı ve Vikernes, Euronymous'u bıçaklayarak öldürdü. Cesedi apartmanın önünde bulundu. 2'si başından, 5'i boyundan, 16'sı sırtından olmak üzere 23 yerinden bıçaklanmıştı. Cinayet sebebinin güç mücadelesi olduğu, hatta Lillehammer'daki saldırıya bir cevap niteliğinde olduğu söylendi. Vikernes bu iddiaları yalanladı ve meşru müdafaa sonucunda gerçekleştiğini söyledi. Hatta Euronymous'un kendisine elektroşok tabancası ile saldırmayı planladığını, O'nu bağlayıp, ölene kadar işkence edip filme kaydedeceğini iddia etti. Faust, bu meşru müdafaa olayına şüpheyle yaklaşırken Necrobutcher ise Euronymous'un geçmişte Vikernes'i ölümle tehdit ettiğini düşünüyordu. Hatta Dead'in intiharı üzerinden prim yapmaya çalıştığı için Euronymous'u kendisinin bile öldürmeyi düşündüğünü söyledi.

Vikernes, 19 Ağustos 1993 günü tutuklandı. Ayrıca konuyla ilişkili olabileceği düşünülen birçok tanıdığı da sorgulanmak üzere polis merkezine alınmıştı. Bazıları işledikleri suçları ve başkalarını suça teşvik ettiklerini itiraf etti. Mayıs 1994'te Vikernes, cinayetten, 4 kiliseyi kundaklamaktan ve 150 kg patlayıcı bulundurmaktan 21 yıl hapse mahkûm edildi. Kararın açıklandığı gün Vikernes'e destek babında 2 kilise daha yakılmıştı. Blackthorn ise cinayetin suç ortağı olduğu gerekçesiyle 8 yıl hapse mahkûm edildi. O ay içinde Mayhem'in "De Mysteriis Dom Sathanas" isimli albümü çıktı. Gitarda kısa süre önce hayatını kaybeden Euronymous, bas gitarda ise hapiste olan Vikernes vardı. Euronymous'un ailesi Vikernes'e beslediği öfke nedeniyle albümdeki bas gitar kayıtlarının kaldırılmasını talep etmişti ancak Hellhammer, bunu "Bence katilin ve kurbanın aynı albüm kayıtlarında yer almasında sorun yok" diyerek reddetti. 2009'da Vikernes hapishaneden tahliye edildi.

Diğer müzik camialarıyla çatışmalar

Norveç black metal ve İsveç death metal camiası arasında şiddetli bir rekabet vardı. Fenriz ve Tchort'a göre; Norveçli black metal müzisyenleri death metal camiasından hiç hazzetmiyordu ve o sıralar death metal Oslo'da hiç sevilmeyen bir türdü. Euronymous birkaç defa Avrupa'daki death metal gruplarına ölüm tehditleri göndermişti. Hatta söylentilere göre bazı black metal fanları, death metal müzisyenlerini kaçırıp öldürmeyi planlıyorlardı. Ancak bunlar dedikodu olarak kaldı.

O da yetmezmiş gibi Norveçliler Finlandiyalı black metal grupları ile de husumet halindeydi. Finlandiyalı Impaled Nazarene grubu ilk albümlere ve üzerine Norveçlilerden sipariş kabul etmediklerini yazmıştı ve "Tüm aşağılık Norveçlilere ölüm!" diye eklemişti. Fanzinlerde de kinayeli ve aşağılayıcı ifadeler vardı. Beherit'in üyelerinden biri ise Impaled Nazarene grubunun Mika Luttinen'ini gece yarısı telefonla arayarak yüksek hızla çalınmış çocuk şarkıları dinleterek taciz ediyordu. Diğer Finlandiyalı bir grup olan Black Crucifixion ise Norveçli Darkthrone'u önceleri death metal müzik icra ederken sırf moda oldu diye black metal'e kaymasını eleştiriyordu.

Gruplar

1987-1993 yılları arasında black metal müzik icra eden Norveçli grupların listesi aşağıdaki gibidir.

Grup Kuruluş Bölge
Ancient 1992 Bergen
Arcturus 1991 Oslo
Burzum 1991 Bergen
Carpathian Forest 1990 Sandnes, Rogaland
Darkthrone 1986 Kolbotn
Dimmu Borgir 1993 Oslo
Emperor 1991 Notodden, Telemark
Enslaved 1991 Haugesund, Rogaland
Fimbulwinter 1992 Oslo
Fleurety 1991 Enebakk
Gehenna 1993 Stavanger, Rogaland
Gorgoroth 1992 Bergen
Hades/Hades Almighty 1992 Bergen
Ildjarn 1992 Bø, Telemark
Immortal 1991 Bergen
In the Woods... 1991 Kristiansand
Manes 1991 Trondheim
Mayhem 1984 Oslo
Myrkskog 1993 Drammen
Satyricon 1991 Oslo
Strid 1991 Askim
Taake 1993 Bergen
Thorns 1989 Trondheim
Thou Shalt Suffer 1991 Notodden, Telemark
Tulus 1993 Oslo
Ulver 1993 Oslo